12 Şubat 2011 Cumartesi

Oyun İnceleme - Siren Blood Curse



Playstation 3' de adventure ve FPS oyunlarından geçilmezken, korku oyunlarının adedi bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar. Bunlardan kaliteli olanları ise, eskiden beri tanınan "Silent Hill" ve "Resident Evil" oyunları olarak gösterebiliriz. "Siren: Blood Curse" piyasada çok tanınmayan ama kalite ve orjinal fikirler açısından gerçekten önemli bir oyun. Aslında bir devam oyunu olmasına rağmen, ilk oyunla hiçbir alakası yok. Tamamen özgün bir senaryoda oynanıyor.

Siren: Blood Curse' ü diğer oyunlardan ayıran özelliklerinden bahsedecek olursak; oyunda değişik bölümlerde değişik karakterleri oynatabiliyoruz. Her bölüm için geçerli olmasa da sık sık karşılaşılcak bir uygulama bu. Oynattığımız yaklaşık 4-5 karakter var. Bunlardan başka oynatamadığımız ama sürekli iletişim halinde oldugumuz, ortaklaşa çalıştığımız 4-5 karakter daha mevcut. Bir diğer önemli özellik ise "sight jack" denen, kullandığımızda düşmanımız olan zombilerin gözlerinden görmemizi sağlayan özellik. Bir yere saklandığımızda ya da bir eve, odaya girmek üzere olduğumuzda, bizim yakınlarımızdakilerin gözlerinden görebilmek oyun esnasında hem bize büyük bi avantaj sağlıyor, hem de gerilimi ve heyecanı arttırıyor. Bu özelliği ister tam ekran olarak kullanabiliyor, ister yarım ekran olarak kullanıp hem etrafı gözetleyip hem de oyuna devam edebiliyoruz.



Oyunun genel oynama stratejisi, silahını kapıp beyin dağıtmak yerine, daha çok kuytularda, köşelerde saklanarak zombilerin bizi farketmemelerine dikkat ederek ilerlemeye dayanıyor. Ama bu demek değil ki oyunda hiç silah yok. Oyunda hem silahlar, hem de silah niyetine kullanabileceğimiz etrafta rastgele bulunan aletler mevcut. Silah olarak tabanca ve tüfek var. Ama karşımıza bunlardan fazla çıkmadığı için, bel bağlamak pek mantıklı olmuyor. Bunların yerine kürek, balta, balyoz, neşter, çekiç, bıçak, saksı, trafik levhası, vb. gibi aletlerle kendimizi savunmaya çalışıyoruz. İşin acı tarafı ise bu silahlar zombileri öldürmeye yaramıyolar, sadece birkaç dakikalığına bayıltıyor ve 4-5 darbe vurduktan sonra kırılıp kullanılmaz hale geliyorlar. Fakat dediğim gibi oyunda amaç elinizden geldigince az farkedilmek. Yine de her türlü acil durum için yanımızda bir silah bulundurmak en mantıklısı.



Oyunda 12 bölüm mevcut. Dilerseniz blu-ray cd olarak oyunun satın alıp 12 bölüme birden tek seferde sahip olabilir, ister Playstation Network den 3'er bölüm olarak paket paket indirebilirsiniz. Bu bölümler bir tv dizisi gibi birbirini takip ederek, tamamlayarak devam ediyor. Her bölüm sonunda ve başında bulunan mükemmel ara videolar bize tıpkı bir dizi reklamı, tanıtım filmi havası veriyor. Böylece bir sonraki bölümde bizi nelerin beklediğini de görüyoruz. Oyun boyunca değişik belgeler de topluyoruz, fakat bu belgeler dikkat çekmeyecek şekilde yerleştirilen veya saklanan bonus belgeler olduğu için bulmak pek kolay olmuyor. Bu belgeler arasında oyundaki karakterlere ait günlük, ses kaydı, kimlik, resim, not defteri gibi kişisel şeyler mevcut. Ana menüde bulunan arşiv bölümünden, bulunan tüm dosyalar incelenebiliyor.



Oyunun konusundan kısaca bahsedicek olursak; Blood Curse, Hanuda isimli köyde meydana gelen esrarengiz olayları konu alıyor. Senaryo Japon korku filmlerinde çokça rastladığımız, oyunlarda da çok kullanılan dünyadan kopuk köy, orada yaşayan farklı yaşam formları, yapılan "insan kurban" etme ayinleri ve buraya yolu düşen yabancıların başından geçen olaylar ekseninde geçiyor. Oyun boyunca köyde çekim yapmaya gelen televizyoncular, olayları araştırmaya gelen haberci gibi bir şekilde köye yolu düşen insanlardan oluşan geniş bir ekibi senaryonun akış sırasına göre yönetiyoruz.



Siren: Blood Curse korku oyunu türüne yeni bir soluk ve tarz kazandıran, özgün ve kaliteli bir oyun. Piyasaya çıkış tarihinin günümüze göre biraz eski olması, çok reklamı yapılmadığı için genel olarak tanınmaması bu oyun için olumsuz sayılabilecek noktalar. Ama sürekli hakim olan karanlık mekan, harika yağmur ve zombi ses efektleri, silent hill 4 tarzı karıncalanan ekran, orman içi korkunç atmosfer, değişik kişilik ve özelliklere sahip geniş oynanabilir karakter seçeneği, sürükleyici ve ilginç hikayesi ile türün hayranları tarafından kaçırılmaması gereken bir oyun bence. İyi eğlenceler.

Oyunun tanıtım videosu:



Melih Carter
Yazıyı Paylaş!

1 yorum:

ergundogdusemih dedi ki...

çok hüzünlü bi oyundu ya ... küçük kızı oynatmanın işgenceside cabası =) en pratik çözüm KAÇANIN ANASI AĞLAMAZ diyerek manyak hemşire peşinden gelirken basıp gitmek ...

Related Posts with Thumbnails