8 Ekim 2010 Cuma

Semih Erden' in Onundeki DEV Firsat


DEV frisat derken fotograftaki arkadastan bahsediyorum tabiki. Bugun haberlerde gezinirken Semih'le ilgili cok guzel bir habere rastladim, haber fotodan da anlayacaginiz gibi Shaquille O'Neal ve Semih Erden ile ilgili.

Tipki Hidayet'in Shaq ile olan arkadasligi gibi Semih Erden de boyle bir arkadasliga baslamis bizim sirin devle. Bunda ne kadar etkisi vardir bilemiyorum ama Shaquille O'Neal in bir musluman oldugu ve musluman oyunculara daha bir yakinlik gosterdigi soyleniyor. Haberlerde yazdigina gore, dun gece Boston Celtics in New Jersey Nets i 96-92 maglup ettigi macin ardindan, Shaq bizim Semih icin "Semih, Kevin Garnett ve benden çok şey öğrenecek. Onunla yakından ilgileniyorum. O büyük bir oyuncu. Ayrıca, onu kardeşim gibi görüyorum. Bunu tüm Türkiye bilsin" demis.

Bu okuduklarimiz gercekten gurur verici. Dusunsenize gencecik bir Turk NBA in en unlu, en basarili takimlarindan birine draft ediliyor. Bu oyle bir takim ki her sene sampiyonluga oynuyor ve kadrosunda o genc Turk un ergenlik caginda izledigi, duvarlarini posterleriyle donattigi oyunculari bulunduruyor. Dusunun bi! Daha dune kadar Playstation da o oyunculari oynatirken, gece yarisina kadar uykusuz kalip canli olarak maclarini takip etmeye calisirken, simdi o oyunculardan en tecrubelilerinden olan hatta belki de en populeri olan Shaq, o genc Turk icin "onu kardesim gibi goruyorum" diyor!!

Bu arada Semih te bos durmuyor aldigimiz haberlere gore, hazirlik macidir, kimse kasmaz denir ama yine de Philadelphia karsisinda 96-65 kazandiklari ilk macta, kenardan gelip 23:44 dakika süre almis, 3/3 saha içi ve 7/8 serbest atış isabetleriyle 13 sayı - 5 ribauntluk performans sergilemis. Sahada en uzun sure kalan oyuncu olmus! Ikinci hazirlik macinda ise yine 23 dakika oyunda kalmis ama bu sefer maci 2 sayı, 4 ribaunt ile tamamlamis. Boyle inisler cikislar cok normal, sonucta bir rookie ve oynadigi oyuncularin size lari simdiye kadar oynadiklarindan cok farkli. Belli ki Doc Rivers onu yavastan rotasyona sokmaya calisiyor, cunku her ne kadar muthis bir uzun rotasyonu gibi gorunse de bu oyuncularin yaslarini ve diger yedeklerin kapasitelerini goz onune alirsak, Semih'e bu uzun seruvende cok ihtiyaclari olacak.

Ben hem Chicago Bulls a draft edilen Omer Asik'a hem de Boston Celtics'e draft edilen Semih Erden'e cok guveniyorum, daha cok gencler ve cok calismalari durumunda ligde onemli yerlere gelebilirler.

Melih
Yazıyı Paylaş!

Arda Turan ve Galatasaray


Sakatlik haberini lk ogrendigim andan beri yazsam mi yazmasam mi diye dusunuyorum. Iyi ki ilk ogrendigimde yazmamisim cunku o sinirle baya abarta abarta sallayabilirdim Arda'ya. Gerci goruslerimde yine degisiklik yok ama en azindan dilimi kontrol edebilirim.

Evet bu olaydan sonra ben neyden mi eminim? Arda denen, kolunda Metin Oktay'in, Bulent Korkmaz'in ve daha bircok efsanenin tasidigi o ozel bandi tasiyan, sirtinda Metin, Hagi ve daha bircok efsanenin sahip oldugu 10 numaraya sahip olan bu arkadas, dupe duz Galatasaray a ihanet etmistir. Bana hic savunmayin simdi onu. Sezon basinda bile milli maclardaki istekli, azimli oyunu ile Galatasaray'daki gunu gecistiren, rastgele oyunu arasindaki fark cok barizdi. Boyle davranmasinin tek nedeni var, o da avrupaya transferine izin verilmemis olmasi. Her demecinde yok "ben Galatasaray' a asigim", "Seyrantepe de maca kaptan olarak cikip sampiyonluk kupasini kaldirmayi cok istiyorum" gibi yalandan beyanatlar veren Arda'nin asil niyeti cok belliydi. Ne olursa olsun milli maclarda oynayip vitrin yapmak ve zorla da olsa devre arasinda gitmek, olmadi sezon sonuna gidecegi takimi en kisa surede belirlemek.

Her Turk Futbolcusu'nun avrupada oynamasi bana gurur verir, mesela Tuncay, mesela Mehmet Topal. Arda'nin da tabiki gitmesini, Galatasaray'i temsil etmesini gonulden isterim. Amaaaa, sen sirf bu yuzden takimini adice satarsan, milli macta sakatlanip "birdaha iyilesmeden asla oynamicam" diye yalandan aciklamalar yapip, bir sonraki milli maca daha sakatligi tam gecmeden kosa kosa gidip, antremanda essek gibi zorlarsan kendini, sen hainsindir arkadas. Eger milli mac olmasaydi Arda yine ayni seyi yapar miydi? HAYIR! tedavisine devam edilirdi. Dogrusu da bu zaten, ona bir sozum yok. Ama Galatasaray taraftarlarinin son 3 maca bakip "Arda gelince toparlicaz neyse ki, az kaldi" seklindeki umutlarini, yaptigi bu salaklikla sonduren adam benim kaptanim olamaz, olmasin!

Gelelim milli takim ve bunun onemine. Biz duygusal insanlariz, kolay gaza gelir, duygulari kolay somurulur, cabuk sinirleniriz. Milli takim soz konusuysa normalde sokakta yan yana yurumeyecek rakip taraftarlar, omuz omuza mac izler. Bu cok guzel birsey asla elestirmiyorum. Ama sen bir takimin yildiz futbolcusu isen, senin uzerine kurulmus bir duzen varsa, 3 hafta once milli takimda sakatlanip bu takima yarar saglayamiyorsan, Galatasaray antremaninda duz kosuyla devam ederken, birkac gun sonra cift kale maca geciyorsan, kusura bakma ama bu senin ahmakligin ve amatorlugundur. Simdi ne oldu? Kariyerini kurtarma derdindeyken, belki de kariyerini yokusa surdun! Milli takimdan 1 mac uzak kalacagina, simdi 4 aya kadar uzayabilcek bir surede hem milli hem klup takimindan oldun. Simdi otur vur kafani biyerlere. Yeteneginle ayni olcude kafani calistirirsan, profesyonellikten biraz nasibini alirsan bir yerlere gelebilirsin. Hala umudum var senden, gel aklini basina topla, Galatasaray'a birseyler kazandir, kaptana yakisir bi veda yap ve uzun yillar bizi gururlandir yurt disinda.

Milli takim kutsaldir, orda forma giymek her futbolcuya nasip olmaz, o gurur baska birseydir. Asla aksini soylemiyorum, zaten Arda milli takimdayken sakatlanip geldiginde tek kelime etmedi cogunluk, sadece genel "hep bizim adamlar sakatlaniyo yeeaa" seklinde serzenisler vardi ama o da normal. Benim ve bircok Galatasaray taraftarinin bu kadar sinirlenme sebebi, Arda'nin sorumsuzlugudur. Sakatken affini dileme sansi olmasina ragmen bile bile lades demektir, yoksa ben gurur duyarim milli takimin bir Galatasarayli' ya bu kadar ihtiyac duymasindan. Ama simdi O Galatasarayli ne milli takima ne de kendisini bu gunlere getiren klup takimina zerre kadar katki saglayamayacak uzun bir sure.

Rijkaard'i dinlemeyen Hiddink ve Oguz'a, ve milli takim doktorlarina ise hicbirsey demiyorum, Allah'inizdan bulun!

Melih
Yazıyı Paylaş!

4 Ekim 2010 Pazartesi

C. Ronaldo - Higuain icin Yakin Gelecek Senaryolari



Gecen sene Ronaldo nun takima katilmasiyla belli bi ivme yakalamisti Real Madrid ama istenilen basariya ulasamadilar. Ronaldo; 29 macta 26 gol atarak yeni takimina cok cabuk uyum sagladi ve aldigi paranin hakkini verdi. Real Madrid in sezonu kupasiz kapatmasi genel olarak takimsal bir sorundu, bir de Barcelona ya iki maci da kaybedince biraz kacinilmaz oldu bu son.

Ama daha sonra dunya kupasinda yasanan hayal kirikligi, sezona kisir bir performansta baslamak derken Ronaldo nun uzerindeki baski da artti. Buna bi de gol atamamasinin verdigi bunalim da eklenince, bu sene Ronaldo yu cok bencil oynarken izliyoruz zaman zaman. Bugunku 6-1 lik Deportivo galibiyetinden sonra benim gordugum kadariyla Higuain Ronaldo'nun bu gol atma saplantisindan cok sikayetci. Adam haksiz da degil, cunku Ronaldo ceza sahasi icindeki tum pozisyonlarda olur olmadik yerlerden kaleyi deniyo. Higuain icerde bombos top beklerken sifira yakin biryerden kaleye vurup auta atinca, dogal olarak Higuain de isyan eder. Ama tek bu pozisyonla sinirli olsa iyi yine, mac icerisinde kameralar kacan pozisyonlar ardindan Higuain in suratini sik sik gosterdiler. Surekli bir isyan ve sinir ifadesi var Higuain in suratinda.

Gecen sene hatta bu senenin basinda da aralarinin iyi oldugunu biliyoruz, maclar disinda da bir sorun olmadigi dusuncesindeyim. Ama boyle devam eder, Ronaldo bu takimi Manchester UTD sanarsa, bi huzursuzluk cikmasi muhtemel. Bekleyip gorucez

Melih
Yazıyı Paylaş!

3 Ekim 2010 Pazar

Kenan Sofuoglu DUNYA SAMPIYONU!!



Kenan Sofuoğlu, Dünya Supersport Şampiyonası'nda 2010 sezonunu genel klasmanda zirvede tamamlayarak dünya şampiyonu oldu.

Şampiyonada sezonun son koşusu olan 13. ayak mücadelesi bugün Fransa'non Magny Cours Pisti'nde gerçekleştirildi. Kenan Sofuoğlu, ilk cepte (pole position) başladığı yarışta, 16 puanlık avantajını da kullanarak riske girmedi. Sofuoğlu rahat bir yarış çıkarmasına rağmen İrlandalı Eugene Laverty'nin ardından ikinciliği elde etti. Böylece toplamda puanını 263'e taşıyan ve Hollanda'nın HANNspree Ten Kate Honda takımı adına yarışan Sofuoğlu, sezonun ''en büyüğü'' olma başarısını gösterdi.



Saolasin Kenan!!! Umarim sayende "SPOR" un cogunlukla futbol biraz da basketbol la sinirli olmadigini anlayacak insanimiz, basinimiz yavas yavas! Seni en kisa surede MOTO GP de izlemek icin sabirsizlaniyoruz. Buralara kadar tirnaklarinla kaziyarak geldin, yuru be aslanim!

SENINLE GURUR DUYUYORUZ!

Melih
Yazıyı Paylaş!

Oyun Ön Inceleme - Vanquish


Oyunlarda en cok sevdigim tur fps ler ve robot oyunlaridir. Vanquish ise bir bakima bu iki turu bir araya getirmeyi basarmis, inanilmaz grafiklere ve cok hizli bir isleyise sahip bir aksiyon oyunu.

Oncelikle oyunun yapimcisindan bahsetmek istiyorum, zira sirf adi ve yaptigi oyunlar bile ne kadar onemli bir sahis oldugunu bize gostermeye yeter. Bahsettigim kisi unlu japon oyun yapimcisi Shinji Mikami, ismini pek duymayanlar olabilir, ama yaptigi oyunlardan bahsedecek olursak "Resident Evil serisi, Dino Crisis serisi, Viewtiful Joe, God Hand ve Devil May Cry" dersem sanirim ne kadar onemli bir isim oldugu tam olarak anlasilir.

Oyuna gelicek olursak, Vanquish, dunyadaki hizla artan populasyon nedeniyle azalan dogal kaynaklar yuzunden devletlerin birbirleriyle onlari ele gecirmek icin yaptiklari savaslarin oldugu bir yakin gelecekte geciyor. Amerika gunes enerjisini daha etkili kullanabilmek icin bir uzay istasyonu firlatiyor, ama daha sonra Rusya ozel bir birlik gonderip bu uzay istasyonunu ele geciriyor ve solar enerji panelini bir cesit lazer silahina donusturup Amerikayi teslim olmasi icin tehdit etmeye basliyor. Ne kadar ciddi olduklarini gostermek icin de hic uyari yapmaksizin San Francisco nun tamamini yok ediyorlar. Eger sartlari kabul edilmezse, bu saldiriyi yuruten oyunun bas kotu adami olan Victor Zaitsev, Amerikalilari New York u da ayni San Francisco gibi havaya ucurmakla tehdit ediyor. Tabiki Amerikan Baskani bunu reddediyor ve hemen Bravo Company adinda bir tim hazirlatip basina da veteran asker Yarbay Robert Burns u getiriyor. Bu ekibe ek olarak, oyunda oynattigimiz Sam Gideon karakterini de katiyor. Sam ise DARPA projesinde mekanik bir giysi uzerinde calisan bir uzman olarak geciyor. Yarattigi kostum jet roketleri ve bircok degisik silaha donusme ozelligine sahip bir mekanizma iceriyor. Yani oyunda ekstra silah tasiyip arkasindan, yanindan cekip cikartmiyo, direk elindeki silah transformers misali baska bir silaha donusuyo. Iste bu mekanik kostumu giyen kahramani oynatarak cok gec olmadan Dr. Francis Candide i Ruslarin elinden kurtarip gunes panelini etkisiz hale getirmesini saglamaya calisiyoruz.

Asagidaki videoda da goreceginiz gibi oyun cok hizli oynanan bir oyun, grafikler son teknoloji urunu, mekanlar oldukca genis ve dusmanlar cesitli boydaki robotlardan olusuyor. Bazi BOSS lar ise gercekten devasa.

Eger Playstation Network baglantiniz varsa, Vanquish in demosu yayinlandi, indirin kendiniz deneyin. Pisman olmayacaginizdan eminim. Cikis tarihi ise avrupa icin 22 Ekim. Bu videolari izleyip, konusunu okuduktan sonra ne hissedersiniz bilemiyorum ama ben sabirsizlaniyorum!



Bir video da son zamanlardaki kisa film seklindeki oyun tanitimlarindan, Vanquish Kisa Film i



Melih
Yazıyı Paylaş!

Alinasi Arabalar # 2 - Citroen DS3

Gelelim bir sanat harikasi olan ikinci arabamiza. Fransa da yasadigim sure boyunca en cok renault, peugeot ve citroen markalarini gordum dogal olarak. Bazi gordugum modeller sadece Fransa ya ozel yapilmis modellerdi, cogu yeni modeli ise avrupa piyasasina surulmeden once gormenin ayricaligina da sahip oldum. Citroen son zamanlarda yaptigi kaliteli ve etkileyici dizaynlara sahip arabalarla Renault yu bile geride birakmak uzere . Simdi o super modellerinden biri olan DS3 e bi goz atalim

CITROEN DS3



Sahip oldugu sportif gorunumuyle araba meraklisi olsun olmasin herkesin donup birkere daha bakacagi bi araba ile karsi karsiyayiz. Tek kapili bir model olarak uretilen DS3 su anda Fransizlarin (ve tabiki Citroen'in) "Mini Cooper"i olarak aniliyor. Konfor ve luks kriterleri goz onune alindiginda Mini Cooper dan asla asagi kalmayacak ozelliklere sahip bir model DS3.



Beni en cok etkileyen kismi tabiki aracin on kismi oldu. Farlarinin harika gorunumu yetmiyormus gibi, farlarin hemen altinda tampon bolgesinin iki kenar kismina dikey olarak siralanan LED farlar ve onlarin bittigi yer olan alt kisimdaki sis farlari araca inanilmaz bir hava katmis(Bu modayi baslatan Honda Civic e de burdan tesekkurlerimi bizzat iletiyorum).



Aracin en buyuk artilarindan birisi, kullanıcıların kendi zevklerine göre aksesuarları ve aracın dış görünümünü kişiselleştirebilmesi! Tavan, aracın gövde renginden farklı olarak Siyah, Beyaz, Buzul Mavi veya Bordo olarak dört ayrı renkte sunuluyor ve toplamda 38 farklı kombinasyona kadar çıkabiliyor. Jantlar isteğe göre kişiselleştirilebiliyor. Krom yan aynalar ve krom yan çıtaları DS’ün tasarımını zenginleştiriyor. Araç içinde ise ön panel, vites topuzu ve diğer iç aksesuarlar farklı renk, kumaş ve malzeme kombinasyonları ile özelleştirilebiliyor. DS3 3,95m boyu, 1,71m genişliği ve 1, 46m yüksekliği ile B Premiun segmentinde yer aliyor.



Citroen DS3 un ozel sport modeli ise siyah ve turuncunun mukemmel uyumu sayesinde araci oldugundan daha guzellestirmis, buyrun asagida kendiniz gorun;




Birkac teknik ozellik

Motor: 1.6 92 hp 4 Silindir
Şanzıman:Manuel Motor Gücü:92 HP / 4000 dv/dk (RPM)
Maksimum Hız (Km/h): 182
Hızlanma (0-100 km/h): 11.3 sn
Yakıt Tüketimi: 4.0 Karma

Gelelim fiyata

En basit paketi 42.000 lira, ozel sport modeli ise 48.00 liradan satiliyormus, tabiki yine avrupa piyasasina deginmeden gecemeyecegim, sadece 15.000 euro ya bu guzellige kavusabiliyor sansli avrupalilar

Bu arada evet bu araba da gecmiste cikarilan ve cok populer olan bir modelin makyajlanip gelistirilmis hali, DS3 un atasi olan DS nin fotosu ise asagida



Melih
Yazıyı Paylaş!

2 Ekim 2010 Cumartesi

Neden ille de CANA?


Neden mi? Iste nedeni yukarda cok acik bicimde goruluyor.

Cana ne olarak taninirdi bize gelmeden once? "yok edici"! onun icin otoriteler, hocalari ne demisti? "cok hirsli, savasci, dogustan lider, maglubiyeti asla kabullenemeyen bir oyuncu" Pekiii, bizim orta sahada ihtiyacimiz olan ne? Tekrar yazdirmayin adama simdi! Evet aynen yukardaki bahsedilen ozelliklere sahip bi adam, peki o adama sahip olan biz, nasil faydalaniyoruz ondan? iki gol yedigimiz ve tamamen ruhsuzlardan olusan bir 11 e sahipken, macin 30. dakikasinda oyundan cikararak.

Dun sahada 1. dakikadan itibaren hirsiyla ve yildiriciligla oynayan tek oyuncu Cana idi. Taman katiliyorum, cok pas hatasi yapti, hatta penalti pozisyonundan once kaybettigimiz top onun hatasiydi, peki ama baris in cikmama nedeni nedir? Cok merak ediyorum gerckten baris ta olup da Cana da olmayan ozellikleri!

Ne olursa olsun Cana her macta tahtaya yazilcak ilk oyuncu olmali, onun hirsi sayesinde belki uyuz uyuz dolasanlar biraz kendilerine gelirler. Golu yedikten sonra herkes soktayken, baslar asagi dusmusken, fotoda gordugumuz olayi gerceklestirecek bir liderin takimda yer almamasi bizi su an icinde oldugumuz durumdan daha beterine surukler, cunku gun gelir, o hirsli, lider, savasci adam da bikar, hirsindan da, oynama isteginden de eser kalmaz, elano gibi bos gozlerle bakar...

Melih
Yazıyı Paylaş!

1 Ekim 2010 Cuma

Karabükspor 2 - 1 Galatasaray "Kaybedilenler"



Fazla soylicek birsey yok. Fotograftaki iki adam bugun sahada yoktu, digeri vardi ama sadece fiziken. Asla kotu bisey soylemek niyetinde degilim, futbol bu kaybedersin, kazanirsin, yanlis karar verirsin, ama icinizden hanginiz babaniz olse dahi o sahaya cikmayi tercih edersiniz? Baba bu!! Kolay mi be! Rijkaard in yerine koyun kendinizi, elbet hepimiz Cana nin cikmasina tepki gosterdik, ben dahil. Ama bu sefer gelin Rijkaard'in daha da cok yaninda olalim. Biz puan kaybettik, umut kaybettik biraz ama adam BABASini kaybetti...

Hakemin verdigi penaltinin alakasiz bisey oldugunu herkes gordu, zemin de kotuydu, falandi filandi. Bunlar gercek ama ayni sahada Karabükspor takimi nasil oynuyo? Siz de essek gibi oynicaniz! 8 milyonluk Misimovic hala 2-3 milyonluk Cernat kadar oynayamiyosa ben huzursuzlanirim arkadas!

Son soz futbolculara, fotograftaki iki arkadasiniz sahada yoktu, ya siz? siz ordaydiniz da biz mi goremedik? Ikinci yarida istenince futbol oynayabilecek kapasiteyi gorduk, anlasilan pasa gonlunuzu bekliyecegiz. Zaten yeterince utandirdiniz bu sene, bari bundan sonra butun gucunuzle asilin!

Son bi soz daha be: cok sevgili yonetim gecen sene forvetsizlikten birsey ogrenmemeniz ne kadar hos...

Stat: Dr. Necmettin Şeyhoğlu
Hakemler: Aytekin Durmaz, İsmail Köse, Volkan Narinç
Kardemir Karabükspor: Tomiç, Hakan Özmert, Cernat (Dk. 85 Bülent Bal), Kerim, Tchani, Yasin (Dk. 79 Ferdi), Seric, Silva, Muhammet, Hakan Söyler (Dk. 67 Birol Hikmet), Emenike
Galatasaray: Ufuk, Neill (Dk. 46 Ali Turan), Gökhan Zan, Insua, Barış, Ayhan, Cana (Dk. 27 Aydın), Pino, Misimovic (Dk. 72 Sabri), Serkan Kurtuluş, Kewell,
Goller: Dk. 2 Cernat (penaltı), Dk. 11 Hakan Özmert (Kardemir Karabükspor), Dk. 75 Barış (Galatasaray)
Sarı Kartlar: Dk. 17 Seriç, Dk. 65 Tchani (Kardemir Karabükspor), Dk. 9 Insua, Dk. 90 Pino (Galatasaray)

Melih
Yazıyı Paylaş!
Related Posts with Thumbnails