24 Eylül 2009 Perşembe

BLOG A MECBURI BIR ARA!

Son zamanlarda tum bloglarda yasanan erisim zorlugu nedeniyle birakin baska bloglara girebilmeyi, yazilarimi yayinlayabilmek icin kendi bloguma bile giremiyorum!

Bu isten baya sıkıldım gercekten! Her gun kapanan yeni bir site haberi almaya alismistik ama bu kadari da fazla! Tamam bu sefer belki sitemiz kapatilmadi ama DNS ayarlari falan degistigi icin erisim zorlasiyo, tabi birilerinin isine geliyo insanlarin hur dusuncelerini paylasamamalari.

Neyse umarim bu sorun kisa surede duzelir, ben bilgisayarimin DNS ayarlari ile oynamak da istemiyorum, bi blog hevesim olmustu, onun da icine edildi resmen, bu olay duzelene kadar ben biraz uzaklasicam blogumdan, sadik okurlarimdan ozur ve sabir diliyorum :)

Melih Carter
Yazıyı Paylaş!

13 Eylül 2009 Pazar

Rahat Uyu Tacsız Kral METİN OKTAY



Taçsız kralll Metin Oktayyy
Tek aşkıydıı GALATASARAYYY
SEnin gibiii Cimbomlu'yu
Unuturmu bu taraftarrrrrrrrrr

Rahat Uyu Metin Oktay ...


Bugun rahmetlinin ölüm yıl donumu. Onun Galatasaray formasını terlettigi donemlere yetisemedim ne yazikki. Ama gercek bir Galatasarayli olarak Metin Oktay sevgim ayridir. O tartismasiz gelmis gecmis en buyuk Turk golcüdür.

Merak etme Metin Oktay, biraktigin emanet en iyi sekilde korunuyor, hep kalbimizdesin, seni asla unutmayacagız, SEN RAHAT UYU TAÇSIZ KRAL...




Tanımayanlar icin ufak bilgilendirme:

Turk futbol tarihinde kirdigi rekorlar ve basarilari:

1- En çok gol atan oyuncu (632),
2- Birkaç sezon aralıksız en çok gol atan oyuncu (11),
3- Tek sezonda en çok gol atan oyuncu (38),
4- Uluslararası bir müsabakada en çok gol atan Türk oyuncusu (19).
5- Türk Futbol Tarihine ağları delen ilk futbolcu
6- Futbol hayatı boyunca Türkiye Ligi'nde 10 kez gol kralı oldu ve 217 gollük bir rekora imza attı
Yazıyı Paylaş!

12 Eylül 2009 Cumartesi

Galatasaray : 3 - Besiktas : 0 Seriye Devam




İsmi, rengi farketmiyo! Kim olsa ayni farkli tarife uygulamaya devam ediyoruz. Bugun sezon basindan beri alistigimiz super oyun, surekli baski yapan, hizli ataga cikan, rakibi isiran takim sahada yoktu belki ama yine de kazanma aliskanligimiz ortaya cikti. Bizim milli formayi terleten oyuncularimizin sayisi daha fazlaydi ama yinede galip gelen biz olduk. Arda biraz moralsiz, biraz da yorgun gibiydi. Yine duran toplardan gol atma adetimiz devam ediyor, aman sezon sonuna kadar boyle gitsin!






Mustafa Sarp da tam duran top golcusu oldu. Uzun boyunu, cok iyi pozisyon alma becerisiyle kullaniyo. Sadece orta sahada dinamo degil, gizli golcu ozelligine de burunuyo. Elano icin yine bir ölçü olmayacak bir macti. Hala gercek Elano yu bekliyorum sabirsizlikla. Umarim bizi cok bekletmez. Kewell yine ayni klas ayak. Baros firsatci golcu, Keita sag kanatta firtina! En kaliteli yabancilar bizde oldugu icin cok ama cok sansliyiz. Boyle devam...




İlk derbimizi kazandik, simdi sira Pana macinda. Orada aslanlarimiz eminim ki en kotu beraberlikle donecektir. Tek istegim sakat veya cezali oyuncuyla donmememiz.
Yazıyı Paylaş!

Film Inceleme - Inglourious Basterds




Gidene kadar cok sey okudum, cok sey duydum ama uzun zamandir bu kadar hayal kirikligina ugradigimi, bu kadar da sıkıldıgımı hatirlamiyorum!

Ozellikle imdb.com da 35. siraya yukselmesi beni cok heyecanlandiriyodu. Sonunda filme gittim.

Oncelikle degisik bi tarz denemis tarantino, chapter lara yani bolumlere ayirmis filmi. Her degisik olay oncesi yeni bir bolum ve yeni bir baslik ile devam etti film.

Ben acikcasi daha Tarantinovari seyler bekliyodum, yaratici espriler, asiriya kacilmis siddet, degisik kamera acilari ve seyirciyi sıkmayan ilerleyis. Bunlarin bazilari hic yoktu, bazilari ise sadece ucundan azicik koyulmustu.

Brad Pitt in oynadigi bolumlerde eglendim ve performansini begendim. Oynadigi bolumler diyorum cunku afiste en basta o olsa da, filmde az gorunen arka plandaki karakterlerden birisi, filmin basinda bi gorunuyo, arada cok az ve sonda da cok gorunuyo ve film onunla bitiyo. Ben sahsen bu filmde daha cok gorunmesini isterdim, karakteri ilgincti ve uzerinde daha cok durulmaliydi bence.

Geleliiiim filmin tartismasiz yildizina! İzleyenlerin de hemfikir olduguna emin oldugum kisi, Hans Landa rolunde inanilmaz bir performans sergileyen "Christoph Waltz". Gercekten ilk kez bir filmini izliyorum ve hayran kaldim diyebilirim. Super mimikleri, sinsi gulusu, ustaca ve yerel aksanlariyla konustugu 4 ayri dil (fransizca, almanca, italyanca, ingilizce), kotu adam profili ile insani o denli etkiliyor ki, filmi dusundugunuzde Pitt veya baska biri degil, ilk olarak onun sahneleri geliyor akliniza.

Filmde benim hosuma gitmeyen yerler ise cok fazla sayida ve cok uzayan sikici diyaloglar, ayri ayri kendine has ozellikleri olan karakterlere cok az deginilmesi (Brad Pitt in komuta ettigi soysuzlar cetesi nin uyeleri), sadece filmin sonuna yuklenmis Tarantino havasi, yuksek beklentilerle gidenleri hayal kirikligina ugratiyor ne yazikki. Ayrica sunu da unutmayin; film 3 saat! Genelde eglenceli filmler icin az bile gelir o sure ama bu film icin fazla uzun, cunku hareketten cok dialog iceriyor film.

Kisacasi cok seyler bekledigim Inglorious Basterds i begenmedim. Bana kattigi ve iyi ki gitmisim dememi saglayabilecek tek neden Christoph Waltz i tanimis olmak.
Yazıyı Paylaş!

Yeter Artık C. Ronaldo!


Bilmiyorum sizin de dikkatinizi cekti mi? Son zamanlarda televizyonda yayinlanan reklamlarda C. Ronaldo surekli karsimiza cikmaya basladi. Once "I use clear for men" diye o kazık misali saclarinin guzelligini(!) borclu oldugu sampuani tanitirken, 1-2 hafta sonra da "I go everywhere, I use castrol" diye sacma sapan bi konseptle motor yagini tanitmaya basladi.

Ne bu simdi ya! Yani adamin maliyeti nerdeyse bizim ulke olarak dis borcumuza esit diye, onu reklamlarinda oynattiklari icin kosa kosa urunlerini almamizi mi bekliyolar!? Zaten itici olan bu herif, boyle reklamlarda kafasinda sırtında sampuan sektirince, arabasiyla ordan oraya gazlayinca daha da sinir ediyo beni, e dogru orantili olarak o urunlere de sayıp sövüyorum.

Kısacasi eminim benim gibi dusunen arkadaslar da vardir. Ben bu adama sadece yesil sahalarda katlanabilirim, orda da suratina degil ayaklarina baktigim icin sadece! Reklamlar o olmadan da yeterince kotu, umarim oynadigi reklam sayisi artmaz ne diyim!
Yazıyı Paylaş!

Eurobasket 09 Turkiye : 63 - İspanya : 60 COK OLUYORUZ




Litvanya macindan sonraki galibiyetlere deginmememin nedeni, zaten onlarin bizim kalibremizde takimlar olmamalari yuzundendi. Sonucta oyle ya da boyle Litvanya yi yenmis takim, o iki basit takimi rahatca yenerdi ve yendi de.

Ama iste herkes asil gucumuzu gormek icin bugunu bekliyordu. Sonucta son 10 yilda alinabilecek tum madalyalari almis, butun basarilara ulasmis bi İspanya Basketbol Milli Takimi bizi bekliyordu. İlk duydugumda gercekten endiselenmistim, cunku gununde bi İspanya, rakibine cakip gidebilecek bir takim. Basketbol ile ilgili herkes takimdaki oyuncularin ayri ayri yetenekli ve tehlikeli olduklarini bilirler.

Neyse maca her zamanki basarili baslangicimizi yapamadik ama bu normaldi. Sonucta rakip en ciddi rakibimizdi. Uzun sure fark 4-5 i gecmedi, daha cok İspanya onde goturdu maci ama 2. periyodun sonundan itibaren o efsanevi oyun yapimizi ortaya koymaya basladik. Bugun, onceki maclardaki sut performansimiz yoktu. Belki stresten eller titriyodu, belki de sadece gunumuzde degildik. Ve dogru kararlar alindi, bizim en iyi yaptigimiz ve daha da fazla uygulamamiz gereken "iceriden oynama, uzunlari besleme" stratejisine donduk, mac da bize dondu. Pota altinda cogu ulkenin sahip oldugundan daha super bir oyuncu kadrosuna sahibiz. Eger adam akilli kullanirsak, pota altinda rakibimiz kimse olamaz.

Litvanya macinda en cok elestirip, milli takim seviyesinde olmadigini dusundugum Semih, bugun beni utandirdi ve cok mutlu da ett. Madem boyle potansiyelin var, neden bu kadar gec acildin a dostum! Olsun ama sonucta daha cok mac var ve biz kayipsiziz. Semih in geri donusu icin uyguladigi yontemler icin de Tanjevic e tesekkurler.

Bugun hucum da cok iyi degildik. İlk yari ribaunt alamadik nerdeyse ama mac boyu savunmamiz cok ama cok iyiydi. İspanyollar adeta mal oldular boyali alanda. Onlar da feci 3 luk attilar. Baya kotuydu iki takim da 3 luk atislarda.

Beni biraz rahatsiz eden durumsa, her ne kadar sahadaki 5 iyi oynuyo da olsa, 2. yari Tanjevic in Kerem ve 2 Omer i kenarda unutmasiydi. Bence onlar onceden girseler, maci cok daha erkenden koparabilirdik. Neyse kazanan koc hep haklidir ne de olsa.

Hidayet pek gununde degildi ama Hidayet in boyle oldugu gunler de bu kadar zor bir maci kazanabiliyosak, TAMAM ARKADAS, BİZ OLMUSUZ :)

Bugun nasil kazandik?:

1- Super sert ve caliskan savunmamiz
2- Semih in super donusu
3- Sakin ve kararli oyun yapimiz
4- Omer Asik in oynadigi zamanda pota altini İspanyollara karartmasi ve mac sonu son hucumda yaptigi blok ile kazandik

Bugunun etkisiz isimleri ise:
1- Hidayet
2- Ender
3- Oguz

Ama hepsinin eline saglik. Takim olmak budur iste. Boyle onemli oyunculardan katki alinmasa bile onlarin eksikligi hissedilmiyor. Tesekkurler 12 dev adam, artik bi madalyadan asagisi bizi paklamaz.
Yazıyı Paylaş!

İnanılmaz Bi Beatbox Yetenegi!




Sadece izleyin ve takdir edin :D
Yazıyı Paylaş!

8 Eylül 2009 Salı

Eurobasket 09 Turkiye : 84 - Litvanya : 76




Geride bıraktıgımız iki turnuvada 12 Dev Adami pek begenmemistim acikcasi. Ama normali de buydu, cunku oyuncular cok uzun bi aradan sonra bir araya gelmisler ve top antrenmanlarindan cok agirlik antrenmanlari yapiyorlardi. Sonucta Eurobasket turnuvasina gelmistik.

Mac oncesi tek korkum, İspanya milli takimini yakin bir gecmiste, 20 kusur sayi ile yenen Litvanya ile oynayacak olmamizdi. Japonya da canlarina okudugumuz Litvanya bu sefer biraz da intikam icin cikacakti sahaya, ayrica turnuvanin favorileri arasinda da gosteriliyorlar onu belirtiyim.

Macin basinda ilk 5 imiz gayet iyiydi. Kisa surede klasik problemimiz uzunlarin aldigi kolay ve erken fauller canımızı yakacak duzeye geliyodu yavasa yavas. Hep bas basa gittik. One gectik, geri dustuk. Ama sonunda nasil mi kazandik?:

1- Belki de tarihimizin en iyi serbest atis yuzdemizle
2- Ender ve Oguz un ekstra oyunlariyla
3- Litvanya nin sadece sıkıstıklarında 3 luk atmalarıyla, her zaman atmaya calissalar farki acarlardi bence
4- ve tabiki agresif oyunumuz ve caliskan savunmamiz ile!

Su belliydi: Bu mac oncesinde cok iyi motive olmus milliler. Cunku Polonya yi kendi evlerinde yenmek zor olacak o kesin. Belki Litvanya dan daha bela olcaklar basimiza. Hadi Bulgaristan kebap diyelim, bu gruptan cikmak icin en az 2 galibiyet gerek. Biz zor olani yenerek, simdi Polonya macinda kaybetme luksune sahibiz. Tabi once gucsuz Bulgaristani yenmemiz sart.

Bugunun akla zarar isimleri ise:

1- Semih Erden
2- Baris Hersek

Bu ikili gercekten milli takim agirligini henuz nasil kaldiracaklarini bilmiyolar. Tamam kluplerinde yildiz veya ise yarayan oyuncu statusunde olabilirler ama milli takimda boyle oynanmaz. Hele Semih! Savunma sıfır, hucum sıfır, mucadele sıfır! Mal mal gezdi butun mac. Olmaz boyle, acaba Fatih Solak i arar miyiz!? Umarim aramayiz.

Umarim bu serbest atis yuzdemizi, bu agresif ama bilincli oyunumuzu turnuva sonuna kadar surdurur ve artik en az bi ceyrek final oynariz yillar sonra tekrar!
Yazıyı Paylaş!

7 Eylül 2009 Pazartesi

Sercan Yıldırım Galatasaray' da Oynamak İstemiş




Sercan Yıldırım' ın babası katıldıgı spor programında, Sercan' ın Galatasaray' a gitmek istedigini, ama Bursaspor' un fiyatı cok ucuk tuttugu icin bu transferin gerceklesmedigini soyluyo. Adamin anlattigina gore Bursaspor Sercan icin Elano nun transfer ucretinden bile yuksek bir miktar talep etmis! Tamam iyi oyuncu, gelecek vaad ediyo ama abartmamak gerek. Turk futboluna bi yildiz daha kazandirmak istiyorsaniz, verirsiniz Rijkaard' in himayesi altina, her mac sahada olur, bazen ilk 11 de baslar, 1-2 sene sonra Milli Takimi sirtlar. Ama simdi nolucak gorucez.
Yazıyı Paylaş!

Arjantin : 1 - Brezilya : 3 ve Yeni Aslanımız Elano




Mac gunune kadar okuduklarim ve aklimda kalan oyuncu performanslarini dusundugumde kora kor bi mac bekliyodum. Hele Arjantin in kendi sahasında bu kadar gaza gelmis bir halde olduklarını dusundukce cok zevkli bi mac olcak diye sabirsizlaniyodum. Ama Arjantin' in kaleci ve defans oyuncularının kotu oyunlarıyla mac Brezilya icin cok rahat bir hal aldi.

Pek tempo goremedigimiz anlar oldu ama Brezilya istediginde nasil takir takir oynadigini da gosterdi.

Pekiii bizim Elano napti? Ben tam bir Galatasaray fanatigi olarak ilk geldigi haberini aldigimdan beri Elano yu dilimden dusurmem. Ama bu macta canım biraz sıkılmadı degil. Sanki Elano oynamak istemiyo gibiydi. Nerdeyse takimi 10 kisi oynatti dicek kadar ileri gidicem. Sadece duran toplarda oldurucu isabetler yakaladi ama onun disinda ne savunmada ne hucumda yoktu. Calim atmaya calismadi bile, aldigi topu verdi, guzel birkac ara top atti ama o kadar. Uzgunum ama biz Galatasaray da boyle gormek istemiyoruz onu. Tamam gururluyuz, bir oyuncumuz, Brezilya milli takiminda direk 11 de oynuyo ama biraz daha canli olmasini, oyuna biraz daha agirligini koymasini istiyoruz acikcasi. Alsin 10 kisiyi de calimlasin olayi degil bu. Kaleye donuk alsin topu, 1 adam 2 adam gecsin oldurucu bi pas veya sut yollasin yeter zaten. Biz onun kalitesini biliyoruz ve sabirsizlaniyoruz. Galatasaray olarak cok kritik bi doneme girerken Elano nun da biran once formunun zirvesine tirmanmasini ve kendine guvenerek oynamasini umit ediyoruz.

Bu arada deginmeden gecemicem, garibim Messi, takimdaki diger kazmalar yuzunden dunya kupasi gorememis bi Arjantin milli takimi oyuncusu olarak tarihe gecicek gibi! Onlarsiz pek tadi cikmaz, hele Messi olmadan turnuvanın adının dunya kupasi olmasinin bi anlami kalmaz. Neyse biz Turk milli takimi olarak gidelim de, elin takimi eli ilgilendirsin.
Yazıyı Paylaş!

Oyun Ön Inceleme - Assassin's Creed 2 Fragmanına Hazır mısınız??






İste Assassin's Creed 2 nin ilk oyun ici goruntuleri. Muzik esliginde daha bi etkileyici oldugu kesin. Ozellikle yeni mekanlar ve gelistirimis grafik motoru etkileyici yanlari olarak goze carpiyor ilk bakista. 2009 Kasım ayinda piyasaya cikmasi planlaniyor.
Yazıyı Paylaş!

Oyun Ön Inceleme - "MAG" Call of Duty' nin Tahtına Aday





Bu oyunu eminimki çok azınız duymussunuzdur. Oyun klasik bir shooter gibi gorunse de, Call of Duty, Killzone 2 veya Battlefield Bad Company tarzı oyunlardan farkı yokmus gibi algılansa da, size videoyu izlemeniz icin baskı yapmak durumundayim. Nesi mi bu kadar ozel bu oyunun!?

Multiplayer modda toplam 256 oyuncu aynı anda bir haritada 2 ayrı ekibe bolunerek savasabiliyor!!! 178 er kisiden olusan 2 ekip inanilmaz bir multiplayer mod deneyimi yasatiyor. Ama bu oyunda oyle kafaniza gore takilmak yok. Belli bi emir komuta zincirinde, arkadaslarinizla es zamanli saldirilar duzenlemeniz ya da üssünüzü korumaniz gerekiyor.

Bu eglenceyi tadabilmek icin 2010 yilinin ilk ceyregini beklemekten baska care yok. En iyisi mi siz simdilik video goruntuleri ile idare edin.
Yazıyı Paylaş!

2 Eylül 2009 Çarşamba

Oyun Ön Inceleme - Call Of Duty Modern Warfare 2 Multiplayer Flag Match!!! First Video




Modern Warfare 2 nin ilk multiplayer flag videosu. Oyunun ne kadar gelistirilmis oldugunu gorunce insanin eli kasiniyo, daha da cikmasina cok var!!! Ama mukemmel olmus, yaralaninca kanlarin ekrana gercekci bi efektle sicramasi, bicak atma, super ozellikler.
Yazıyı Paylaş!

1 Eylül 2009 Salı

DİNGİLTERE


9 yıl önce star gazetesinin yaratıcılıkta cıgır acan mansetleri ve kapak resimlerinden belki de benim icin yeri ayri olan ve cok gulup begendigim tek ornek!

İngiltere de Leeds United ı, kafalarına vura vura 2-0 yendigimiz gunun ardindan...

Resmin uzerine tiklayip buyutun ve taraftarlarin neler soylediklerini okuyun :)
Yazıyı Paylaş!

30 Ağustos 2009 Pazar

Film Inceleme - G. I. JOE : The Rise of Cobra


Uzun zamandır gitmek istemememe ragmen bazı tatsız nedenlerden dolayı sinema hevesimi kaybetmistim. Dun bi arkadasim gel beraber G. I. JOE ya gidelim diyince bu fırsatı da kacırırsam film gosterimden kalkıcak korkusuyla kalktım gittim filme.

Her gelen filmin, once imdb.com da puanı ve yorumları nelermis diye bakar biraz oyle degerlendiririm. Aslında tam tahmin ettigim gibi orta bi puan almayi basarmis 7 not seviyesine gelememisti. Ama ben boyle sacmaliklara alisik oldugum icin bu sefer bu degerlendirmeyi fazla sallamadım. Cunku orda yorum birakip, puan verenler kendilerini super sinemacilar sanip "yok senaryosu kotu, yok oyunculuk duyguyu verememis" gibi, bir aksiyon filminde en son arancak ozeelikler bulunmadigi icin boyle filmlere kotu not veriyolar.

Neyse buyuk hevesle girdim oturdum salona. Ne yazikki gittigim sinemada sadece turkce dublaji vardi, her zaman orjinal dilinde izlemeyi tercih etsem de cok sırıtmamıstı bu turkce dublaj da. Filmin basindan sonuna kadar suren ve insani gercekten heyecanlandiran sahneleri ve gorsel efektleri ile filmi ben begendim. 2 saate yakin bi suresi vardi filmin ve ben 1 dakika bile sıkılmadım. Ozellikle oyuncu secimleri cuk oturmus diyebilirim. Karizmatik erkek ve seksi ayni zamanda kotu kadin rolleri icin secilen Sienna Miller ve Channing Tatum enfes olmuslar bu filmde. Hele Sienna Miller supper.

Film bi amerikan yapimi ama cogu kısmı Fransa da geciyor. Eger bu tur aksiyon filmlerini seviyorsaniz, son haftalarini yasayan G. I. JOE ya mutlaka gidin ve sadece eglenmeye bakın.
Yazıyı Paylaş!

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Playstation 3 Oyun Koleksiyonum, Feciiii :)))



İste arkadaslar 1 sene icinde biriktirdigim Playstation 3 oyunlarım karsinizda. Genelde oynayıp satarım diye alıyorum ama bazılarını o kadar cok seviyorum ki, bitirsem bile satamıyorum, icim elvermiyo. Gercekten hepsini bir arkadas gibi severim. Benim icin cok onemliler. Hepsini ebay.com dan alıyorum, daha da alacagım bir A4 kagıdı dolusu oyun listem var, nası yapicam bilemiyorum :)) resimlere tıklayıp, daha buyuk resimlerini gorebilirsiniz...

İste listem (ilk resimdeki sıralarına uygun olarak) :
1. Little Big Planet
2. Grand Theft Auto 4 (GTA 4)
3. Call Of Duty 4 Modern Warfare
4. Dragon Ball Z Budokai
5. NBA 2K9
6. Street Fighter 4
7. Race Driver Grid
8. PES 2009
9. WWF Smackdown VS. RAW 2009
10. Battlefield Bad Company
11. Tom Clancy' s HAWX
12. Motorstorm
13. Lego Indiana Jones
14. Bioshock
15. Metal Gear Solid 4 (MGS 4)
16. Dead Space
17. Heavenly Sword
18. Resistance: Fall of Man
19. Harry Potter Order Of Phoenix
20. Devil May Cry 4
21. Tom Clancy' s Rainbow Six
22. Armored Core for Answer
23. Condemned 2

Eger bu oyunlar veya herhangi bir PS 3 oyunu hakkında sorunuz olursa yorum kısmından sorabilirsiniz, her türlü yardım ve fikir temin edilir :)
Yazıyı Paylaş!

George Arkın' ı Bilir Misiniz??


Cüneyt Arkın' a ait iki filmin internette bulduğum afişleri

Demekki Cüneyt Arkın filmlerinde yabancı oyuncu oynatıp, bir de kendine yabancı isim seçtimi ortaya böyle projeler çıkıyomuş. Yerli BOND filmlerinin değisik orneklerinden ikisi galiba. İlk kez gördügüm ve baya da sasırdıgım icin sizle paylasmak istedim, izleyenler varsa bu filmleri, onlarla ilgili bi yorum yazarlarsa hepimiz bilgilenmis oluruz :)

Yakışmış ama George Arkın, havalı baya :D
Yazıyı Paylaş!

Evlilik Nedir Çocuklar?


Bu soru üniversitede son senemde zorunlu secmeli ders olarak verilen felsefe dersinin hocası olan Prof. Dr. Sabri Büyükdüvenci' nin bütün sınıfa sordugu sorulardan biri aslinda. Bu soruya nerden gelmistik hic hatirlamiyorum, cunku o ders haftada iki gun saat sabahin 8 indeydi ve ben genelde derslerde uyuyo olurdum. Neyse asıl onemli olan kimsenin cevabi verememesi uzerine, hocamin sorusunu kendi yanitlamasi sonucunda ortaya cikan cevap:

"Evlilik devlet gözetimi altında yapılan zinadır!"

Çok doğru aslında, sanırım kimse buna karşı "kesinlikle oyle birsey degildir" diye cikismaz. Zaten cikisacaginiz varsa bile hic tavsiye etmem, cunku Sabri hocam genelde konusmalarda karsisindakini mal etme konusunda uzman, harika bir felsefecidir.

Evet peki sizce evlilik nedir?

Bu konuyu benim yazıya dokmem aslinda buyuk bi tezat. Cunku evlilik karsiti insanlardan biriyim. Asla evlenmek gibi bi hayalim olmadi, olmaz diye umuyorum da. Nedir yani bu evlenme olayı! Nedir evliligi bu kadar vazgecilmez kilan, insanlarin biranonce evlenmesine neden olan sey? Bir zamanlar aklının uyustugu, gozune hitap eden, beklentilerini karsilayan bir insanin, seneler gectikce begendigin cogu ozelligini kaybetmesini ve seninle birlikte yillardan nasibini almasi icin seneler boyu beklemek midir? Zamanında guzel sozler cikan o agizdan, artik soylenme, dır dır veya sızlanmadan baska biseyin cikmamasi midir? Uyandigin her sabah yillar yili gectikce yaninda yatan kisinin varliginin oneminin azalmasi midir? Birlikte olunma nedeni olan sevginin bitip yerinin mecburiyet, bagimlilik ve esaret olmasini beklemek midir? Eger bunlarsa nedenleriniz, eyy evlenmek icin yanip tutusanlar, BEN SİZİ TUTMIYIM, size kolay gelsin.
Yazıyı Paylaş!

28 Ağustos 2009 Cuma

Galatasaray ın UEFA Avrupa Ligi Grubu


F – GRUBU:
Panathinaikos (Yun)
GALATASARAY (Tür)
Dinamo Bükreş (Rom)
Sturm Graz (Avu)

Bence gelebilecek en güzel takımlardan birkaçı geldi kurada grubumuza. Daha zorlar kesinlikle vardı. Ha bu dediklerim asla korktugumuzdan degil, bu kadar erken bir safhada, o denli asiri yuklemeye gerek olmadıgını dusunmemdendir. Hersey yeri geldiginde yapilmali. Demek istedigim, UEFA Avrupa ligi on eleme maclarinda 3 adet takimla en kolaydan, en çetin rakibe dogru yukeselerek yaptik. Tamam o rakipler Galatasaray ın rakipleri asla olamazdı ama sezon başı icin gelebilecek en iyi rakiplerdi. Simdi de boyle oldu, yavas yavas rakiplerimizin zorluk seviyesi artiyor, takımımız iyice formuna girdiginde, Elano takıma tamamen adapte oldugunda asıl zor rakipleri bekliyor olacagız.

Temennim gruptan lider cikmamiz, beklentim ise en kotu 2. olacagimiz yonunde. Aslanların bu sene en az yarı final oynayabileceklerine gonulden inanıyorum
Yazıyı Paylaş!

27 Ağustos 2009 Perşembe

Sampiyonlar Ligi Gruplar 2009/2010 sezonu


Gruplar belli oldu, en ilginc 2 grup C ve F grubu oldu. Kaka ilk kez baska bir takim formasi ile eski takimi Milan a karsi oynayacak. F grubunda ise Barcelona ve Inter degistirdikleri forvetleri kapıstıracaklardır. Eminim Eto'o bu maci dort gozle bekliyodur. Intikam icin hazirlaniyodur :D

Besiktas aslinda biraz zor bi gruba dustu bence. 2 sampiyon, 1 de lig 2. si var grubunda, CSKA super bi grafikte degil su anda. Wolfsburg her zamanki gibi tehlikeli ve Manchester UTD. a da zayilflamis olsalar da laf yok. Daha kotusu de olabilirdi. Bence Besiktas en kotu 3. olur!

Besiktas a basarilar, guzel guzel ulke puani kazandirsinlar, gidebildikleri kadar gitsinler...
Yazıyı Paylaş!

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Oyun Inceleme - Ghostbusters The Video Game (harika ama kusursuz değil)







Ghostbusters film serisinin hayranları azımsanamayacak kadar çoktur dünyada. Şahsen ben de onlardan biri olarak kaç kere izlersem izliyim bıkmam asla. Bu kadar oyunlarla iç içe yaşayan birisi olarak, en büyük hayallerimden birisi Ghostbusters filminin 3. sünün çekilmesi, diğeri ise bu büyük markaya yakışacak bir video oyunu yapılmasıydı.




Şu an elimizde sadece Ghostbusters oyunu var gibi görünse de aslında bir bakıma ikisini birden elde etmiş olduk. Çünkü 2 filmin de senaristi olan Dan Aykroyd ve Harold Ramis bu oyunun da senaryosunu yazan isimler. Ve Dan Aykroyd un acıklamalarına gore cekilmesi planlanan ama bir turlu hayata gecirilemeyen 3. filmin senaryosu, aslinda oyunun senaryosu olarak kullanılmıs.



Evet oyunun daha full versiyonunu alip oynamadim ama demosunda oynadigim kadariyla yeni bi senaryoda oldugumuzu hemen anlıyoruz, biz ekibin son uyesi olan bi caylagiz, tekli veya toplu gorevlerle hayaletleri avliyoruz. Marshmellow Man de bunlarin arasinda :)




Neyse bu yazida en cok belirtmek istedigim sey oyunun super olmasina ragmen benim gibi PS3 kullanicilarini rahatsiz eden bir sorunu olmasi. Ghostbusters oyununun XBOX 360 ve PS3 konsollari arasindaki versiyonlarinda, farkli pixel oranlari kullanilmis. PS3 versiyonunda %25 daha az pixel bulundugu aciklanmis. Size daha iyi bi ornek verebilmek icin asagidaki resimlere bakmanizi tavsiye ediyorum, PS3 ve VBOX 360 cozunurlukleri arasindaki farki cok acik gorebilirsiniz. Sol taraftaki goruntuler Playstation 3, sagdakiler de XBOX 360 goruntuleri. Resimlerin ustune tiklayip daha da buyutebilirsiniz






Ama bu şevkinizi kırmasın oyun enfes eglenceli. Ozellikle hayaletleri Proton cihazlariyla yakalayip, kapanlara tikmak super oluyo, grafikler de kaliteli ve eglenceli bi hikaye dongusu var, iyi eglenceler :)
Yazıyı Paylaş!

Japonlardan Evlilik Yorumu

Beni taniyanlar bilir, uzak dogulu insanlar cok severim. Ozellikle Japonların bende ayrı yeri vardir. 4-5 yas daha kucukken, "ben gidip Tokyo'da yasıcam, orda ispanyolca kursu falan vercem" diye herkese hava atar, kendimce hayaller kurardım. Yıllar gecti ben buyudum, oralarda yasamanin zorlugunu ogrendim. Ama bu demek degilki vaz gectim. Hala gidicem diyorum ama belli bi zaman soylemiyorum :)

Neyse uzatmayalım, iste sevimli Japon dostlarımızdan, bayanların evlendikten sonra 10 yıl icinde nasıl bir donusum gecireceklerini yorumladıkları guzel bi cizim :



Yazıyı Paylaş!

Playstation da bir klasik, SLIM VERSION (PS3)


(RESIMLERIN USTUNE TIKLAYIP BUYUK HALLERINI GOREBILIRSINIZ)


Sony Playstation u ilk cikardiginda bilenler bilir, kocaman bir konsoldu. koseli, hafifce agir ve aslinda simdi dusununce baya basit bi tasarimi vardi. Ama hakkini vermem gerekir 5 yil sorunsuz calisti nerdeyse, son yillarinda lensi eskidi ve cd leri okumasi zorlasti. Her neyse Playstation 2 ciktiginda, bir de bonus olarak Playstation One adinda bir konsol daha cikti. İste slim playstationlarin mihenk tasi bu oldu. İnce bir Playstation cikmisti piyasaya. Adi da 2. versiyon ciktigi icin, ayirma amaci ile "One" olmustu. Alan arkadaslarim oldu, ama Turkiye de cok tutmadi, nerdeyse hic tutmadi hatta. Cunku 90 larin sonunda olan bu olaya Turkiye hazir degildi bence. Hala atari oynuyodu cogu kisi ve Playstation markasi Turkiye de pek taninma firsati elde edememisti.

kalin kasa ve ince kasa karsilastirmasi:



Ama Playstation 2 nin cikisi ile gercekten bi patlama yasandi, gerek o zaman icin uygun sayilabiliecek fiyati, gerekse biraz da teknolojiye ve oyun sektorune artan ilgi bu konsolda buyuk basari ortaya cikardi. Tam emn degilim ama galiba 4 yil sonra da Playstation 2 icin bi slim versiyon cikti. Bu sefer isim degisikligine gerek olmamis sadece orjinal ismin yanina "Slim" konulmustu. Bu versiyonu alan cok arkadasim oldu ama genel tani, cok ısınma yapması, sesli calismasi falan oldu. Normali de buydu cunku cok ise yarayan kocaman fanı cikarilmisti konsolun.





Ben her zaman ilk cikan versiyonlari alma taraftari olmusumdur. Bana gore hep ilk cikan en saglami, en iyisidir. Zaten yillar bunu da gosterdi, cikan slim ler sadece denenmis ama cok tutmamis ya da cok begenilmemis tecrubeler olarak kaldi Sony icin.

Veeeeee beklendigi gibi bunun zamani gelmisti. "Playstation 3 Slim" gecen hafta itibariyle yurt disinda satisa sunuldu. Ayni zamanda cogu kisinin öle öle bekledigi 100 dolarlik indirimi de beraberinde getirdi (normal PS3 fiyati 399$, slim versiyon 299 $). Bana sorarsanız gene beklenen bi yatırım olmıcak bu. Yani ben anlamıyorum, ilk cikan orjinal versiyona kocaman fan koyuyosun, o kadar çip, kablo koyuyosun ve 2-3 yıl sonra "aa bunlar o kadar da gerekli değilmis ya, hadi cikaralim sunlari, hem boylece uretirken daha az para harcar kar arttiririz" diyosun. Bence olmaz, yine ben ilk goz agrim kalin kasa PS3 üm ile mutlu mesut yaşarım, tercih sizin :D

kalin kasa ve ince kasa karsilastirmasi:


Yazıyı Paylaş!

Kırmızı Işıkta Geçenler...


Bu seferki yazım kırmızı ışıkta geçenler için!

Geçtiğiniz ışık umarım hayatınızda araba sürebildiğiniz son saniyeler olur!!! Gerçekten hepinizden nefret ediyorum! O geçtiğiniz kırmızı ışıktan birkaç metre sonra umarım bir direğe çarpar ve ömür boyu araba kullanamazsınız!!!!

Sizin yüzünüzden ailemdeki araba kullanmayı yeni öğrenmiş kişilerin trafige cikmalarından korkar oldum! Ne kadar adi kisilersiniz siz ya! Bok mu var gideceginiz yere 90 saniye once gitmenizde!?!?! Ulan en fazla 90 saniye ya!!! O ısıklarım orda olmalarının bir nedeni var di mi!? Tek sizin icin mi isliyo trafik!? Hepinizin canı cehenneme!

Kişiselleştirmek hiç hoş degil ama artik tepem attı! Ozellikle dolmus, otobus ve taksi soforleri! İnsanların hayatlarını tehlikeye en fazla siz atiyosunuz! Altınızdaki arabaların buyuk, cusseli olması, ya da kaza masraflarinin sizden cikmayacak olması galiba sizi tesvik ediyo!

Bu sozlerim tabiki acil hastasi olan arabalara, ambulans ve itfaiyelere degildir. Okuyan herkes kime oldugunu anlamistir.

BUNU GONULDEN DILIYORUM, KIRMIZI ISIGI GORE GORE, BILE BILE, ISTEYE ISTEYE GECEN SURUCU, BIR DAHA ARABA KULLANMAK NASIP OLMAZ INSALLAH SANA!!!
Yazıyı Paylaş!

21 Ağustos 2009 Cuma

Film Ön inceleme - District 9 Hazırlanın Arkadaşlar, Sinemada Bir Şaheser Yaklaşıyor!



Hala bu filmi duymayanlarınız varsa ben ön ayak olayım size.

Film afişten de anlayacağınız gibi bir uzaylı, bilimkurgu, aksiyon filmi. Amaaa bu kadar dikkat çekmek istememin nedeni, o basit ve bi halta yaramayan uzaylı filmlerinden olmamasıdır!!

Konuya geçelim yavaştan. Filmde, uzaylılar 30 yıl önce dünyaya inmişler ve Güney Afrika da bir karantina bölgesinde yaşamaya mahkum edilmişlerdir. Sürekli gözetim altında tutulan uzaylı toplumunun, gitmelerine de biz insanlar tarafında izin verilmemektedir. Nedeni mi? Çok basit, tabiki onların teknolojilerini ve silahlarını bize anlatmalarını istememiz. İşte yıllar içerisinde uzaylılar bu dünyada yaşamaya, çevre halkı da onların varlıkları ile hayatlarını sürdürmeye alışmışlardır. Uzaylılar giremez tabelaları doludur tüm şehir. Amaaaa tabiki bizden daha gelişmiş bir ırk olan uzaylılar, bu köleliğe bir son vermek için harekete geçerler.

Filmin fragmanları internette dolanıyor. Yani google a yazarsanız rahatça bulursunuz.

Bence film biraz Transformers, biraz Independence Day olmuş. Daha örnek bulan da olabilir tabi. Bi aksilik olmazsa 2 Ekim de sinemalarımıza bomba gibi düçecek. Umarım filme hakettiği değeri verir ve bu şaheseri kaçırmayız.

Bu arada filmin imdb.com notu= 10 üzerinden 8.8 ve , başında Shawshank Redemption ve Godfather ın ilk iki olduğu gelmiş geçmiş en iyi filmler listesinde şu an 25. sırada. 2 haftada bu başarıyı Dark Knight dışında yakalayan film olmadı henüz!!

Bana güvenin :D iyi seyirler



Yazıyı Paylaş!

USAIN BOLT 10 METRE 1 SANİYEDEN AZ NASIL KAT EDİLİR??



100 metre 9.58 sn.





200 metre 19.19 sn.




Resimler herşeyi açıklıyo, yorumlar size kalmış!!!





Yazıyı Paylaş!

5 Ağustos 2009 Çarşamba

NTV SPOR iyi ki varsin, ama şu taraflı tutumun yok mu!!


NTV SPOR sayesinde, bir kablolu tv abonesi olarak sürekli açık kanalım %90 bu kanaldır. Arada sırada yelken, amatörler klubu veya bunun gibi ilgimi çekmeyen, gereksiz olarak tabir ettiğim programlara denk gelsem de, çok işlevli ekranı, saat başı spor haberleri ve arada sırada verdiği canlı avrupa kupası maçlarıyla "canını sevdiğimin kanalı" kavramını haketmiş yegane kanaldır.

AMAAAAAAAAAAAAAA... Özellikle başta beşiktaşlı Güntekin Onay ve fenerli Ersin Düzen olmak üzere genel bi ANTİ-GALATASARAY politikası izledikleri çok açık. Özellikle son zamanlarda Galatasarayımızın yaptığı transferler sunucu arkadaşları rahatsız etmiş olacak ki, hep parasal sorun söz konusu olduğunda "Galatasaray' ın borçu çok fazla ama çok yüksek paralara transferler yapıyolar (!!), statlarını devlet yapıyo (!!), stata para ayırcaklarına o borç içinde bir sürü pahalı transfer yapıyolar (!!!) (ki statın bizim paramızla bir alakası olmadığını, devletin bizim için yapıp, bize devredip, çok daha değerli mecidiyeköyün kalbindeki statımızın yerini alacağını hala anlamış değiller!!)

Her Galatasaray önemli haberi sanki bir baştan savma yapılıyor, diğer takımlara daha çok önem veriliyor gibi geliyo. Galatasaraylı bi sunucu ya da en azından çalışan kadrolu biri var mı orada emin değilim!

Zaten Rıdvan yeterince yerin dibine sokmaya çalışıyo bizi. Mağlubiyetlerimiz adeta zevk veriyo o adama, o gazla veriyo eleştiriyi, daha da zevkleniyo! Eski öğrencimiz dediğimiz KÜÇÜK Hakan sürekli ama sürrekli eleştiriyo takımımızı! Kendisi ne çok şey biliyomuş öyle!! Kuyruk acısı kötü tabi.

Kocaman ELANO yu getirmişiz, haberlerde 2 dakka kimdir söylüyo, 1 tane de attığı gol gösteriyolar, bitti!

Tamam çok iyi kanalsınız, biz erkeklerin favorisisiniz ama bari dengeyi sağlayın, bu aşikar hatadan biran önce dönün.
Yazıyı Paylaş!

2 Ağustos 2009 Pazar

Serdar Eylik, Galatasaray'dan Turk Futboluna Bir Armagan Daha



Aslinda çocuk 9 yasından beri Galatasarayın alt yapi takimlarinda oynuyomus ama ben ismini bu sene oynadigimiz hazirlik maclarinda yeni duydum. Tabi benim ayibim bir bakima orasini kabul ediyorum.

Peki kimdir bu Serdar Eylik. 1 Subat 1990 da Adıyaman da dogmus, daha 9 yasında Galatasaray a ilk adimini atmis bir oyuncu Serdar. 2007 yilinda 17 yasina bastiginda otomatik olarak U-17 milli takiminda yerini almis ve o tarihten beri direk oynamakta. Milli maclarda asistleri ve golleri ile basarili bir performans cizmekte Serdar.

Galatasaray paf takiminda, arkadaslarinin Serdar a taktigi lakap "Yerli C. Ronaldo". Gercekten bir kac mac dikkatle izlerseniz cogu ayak hareketi C. Ronaldo' ya benziyo. Onun yasinda bir futbolcunun gelisme caginda ornek alabilecegi en onemli futbolcuyu ornek almasi ve onun hareketlerini bir nebze de olsa yapabilecek kabiliyette olmasi da cok onemli gercekten. Serdar in simdi tek yapmasi gereken o incecik bacaklarini ve ust vucudunu biranonce guclendirip, gelistirmek. Su anda tek eksigi guc.

2009 yilinda Almanya nin Stuttgart kentinde duzenlenen 19. Mercedes-Benz Junior Cup turnuvasında katılan Galatasaray Paf Takımı (turkiye den bu turnuvaya katilma sansini hak eden tek takim Galatasaray'dır!!!) turnuvayı 8. bitirirken, Serdar Eylik bu turnuvanın en degerli oyuncusu secilmistir!

Ama Galatasaray taraftarlarinin Serdar i adam akilli izleyip begendikleri ilk mac, suphesiz Ali Sami Yen de oynanan, UEFA Avrupa Ligi on eleme 2. maci olan Tobol macidir. İnanilmaz seri hareketleri, hizi, kivrakligi, ustaca attigi calimlari, supper ortalari ve akilli futbolu ile herkesin dikkatini cekmis, heralde o aksam Galatasaraylılarin google da en cok aradiklari sey olmustur Serdar. Ama iste nazarimiz falan degdi heralde, o kadar ovduk, begendik, alkisladik, cocuk ikinci yarida sakatlandi! İlk yerde kivranisini gordugumde gercekten cok endiselenmistim. Sonucta gelecek vaad eden ve takima cok cok katkisi olacagi belli bir oyuncuyu, boylesine pisi pisine kaybetmek bana cok koyardi gercekten. Neyseki artik iyilesti ve buyuk ihtimalle siradaki tum resmi maclarda sonradan oyuna girecek olsa da forma sansi bulacaktir. Bu sene takim inanilmaz oldu gercekten.

Benim A takima alinacak paf oyuncusu olarak aklimda sadece Emre Colak vardi. Ama anlasilan teknik kadromuz Emre nin paf takimda biraz daha pismesine ve Serdar in da A Takim icin hazir olduguna karar vermis olacaklar ki boyle bir secim yapmislar. Serdar Eylik e gonulden basarilar diliyor ve diger paf oyuncularimizin da bu yolda ilerlemelerini diliyorum.





Yazıyı Paylaş!

30 Temmuz 2009 Perşembe

VEEEEE ELANO BLUMER GALATASARAY DA!!!!!


İşte beklediğimiz haber sonunda geldi, Galatasaray bu transfer döneminin de kralı olduğunu bu transferle ilan etti!!! Herkes 2. - 3. sınıf brezilyalıların, almanların peşinde koşarken, Galatasaray ve tabiki Haldun Üstünel çıtayı ne kadar yükseğe çıkardıklarını bir kez daha gösterdiler.

Elano hakkında kısa ve genel bir bilgi verelim isterseniz:

28 yaşındaki Elano, orta sahada hücuma yönelik görev yapabilen, her iki ayağına da hakim, uzaktan etkili şutlar atabilen ve gerektiğinde orta sahanın farklı mevkilerinde oynayabilen bir isim. Mevkisinde Kaka, Ronaldinho, Diego, Juninho gibi isimler olmasına karşın tam 35 kez Brezilya Milli Takım forması giyen Elano, 6 gol kaydetti. Disiplinli futbolunu tekniğiyle birleştirebilen ender Brezilyalılar'dan birisi olan yıldız futbolcu, Manchester City'den önce Shakthar Donetsk ve Santos takımlarında forma giydi

İsmi: Elano Blumer
Doğum Tarihi: 14.06.1981
Doğum yeri: Iracemápolis, Brezilya
Pozisyonu: Orta saha

Genel olarak forumlarda paylaşılan özelliklerinden bahsedecek olursak, kısaca Lincoln ün Brezilya Milli takımında oynayan ve daha disiplinli olan versiyonu diyebiliriz. Vadeli olarak ödenmek üzere 7 milyon euro civarı bir ücrete alınmış. Bence bu da bir yönetim başarısıdır. 2-3 yıl önce Manchester City nin Elano' yu Shaktar dan 8 milyon pound a aldığını da unutmamak gerek.

Tüm Galatasarayımıza ve Türk futboluna hayırlı olsun, dileğimiz bize nice başarılar yaşatması
Yazıyı Paylaş!

25 Temmuz 2009 Cumartesi

SICAK TATİL BİTTİ SIRA SERİN TATİLDE






















Bu yaz belki de 5-6 yıldan beri ilk kez ailece tatile çıkma fırsatımız oldu. Ben de artık usta sürücü kıvamına yaklaştığım için uzun yol yapma konusunda da bir sıkıntım veya endişem yoktu. Ama ilk uzun yol destinasyonu olarak seçilebilecek belki de en zorlu ve uzak noktayı seçmiştik tatil için. Fethiye' ye gittik.

Ankara-Fethiye arası yaklaşık 650 km!! Dile kolay dostlar, vallaha git git bitmiyo yollar. Neyse giderken 11 saat (normalde otobüsler 9 saatte gidiyo ama biz çok mola verdik) dönerken de 9 saatte geldik. Genel olarak arabanın performansından da çok memnun kaldım yolda.



Bu tatilde oğlum Haydut da bizimle geldi :))) O kadar güzel oturdu ki yolculuk esnasında arabada, sanki çocukla beraber gitmişsiniz de sözünüzü dinlemiş gibiydi. Hiç huysuzlanmadı, kusmadı, sorun çıkarmadı. Bazen zar zor sığıp uyudu, bazen oturdu poposunun üstüne dışarıları izledi, molalarda çıkıp koşturdu suyunu içti, hadi arabaya diyince hiç ikiletmeden atladı içeri. Süper bir yolculuk oldu, hem onun hem bizim için. Sadece araba yolculuğu olsa iyi, Haydut bide Jeep Safari ye bizimle birlikte katıldı!! Sabahın 9 undan akşamın 8 ine kadar üstü açık jeeplerle Fethiye-Antalya arası nere varsa hepsini gezdik, millet sürekli su tabancaları ve hortumlarla bize su sıktı biz diğer turistlere sıktık, çamur banyosu yaptık, dağların tepelerinden gelen inanılmaz soğuk sularda yıkandık (kanyon/saklıkent)...




Çok güzel bir tatil oldu gerçekten. Fethiye çok güzel bir belde. Enfes koyları, sahilleri, doğası, ve süper denizi var. AMAAAA cehennemden sonra en sıcak yerdir bence!!! İnanılmaz sıcak, biz 55 dereceyi gördük!!!!! O kadar sıcakki, deniz akşama doğru resmen küvet sıcaklığı kıvamında oluyodu!

Tatil boyunca en zorlandığım olay hava sıcaklığıydı. Gerçekten boğulacak gibi oluyo insan sıcaktan! Diğer bir sıkıntı da saatlerce sahilde öylece oturma olayı idi! Ailece gidince diğerlerine uymak zorunda oluyosun tabi, onlar da denize girip, çıkıp gölgeye veya şezlonga geçip oturmak sonra yine denize girmek şeklinde zaman geçirmek istiyolardı. Ben baya bunaldım o aralar.

Bana asıl koyansa, aşkımın memleketine gitmeme rağmen çalıştığı teknenin seyir halinde olması nedeniyle bir kere bile görüşemememiz oldu. Tam o tura çıktı biz Fethiye ye geldik, bugün biz eve geldik, yarın o turdan dönüyo! Çok can sıkıcı bi olay oldu yani!



Ama genel olarak herkesin ihtiyacı olan bir tatildi, Haydutum bile yüzdü denizde :)) Bir daha ne zaman böyle bir fırsat buluruz bilemiyorum, belki hiç bulamıcaz ama tabi hiç belli olmaz, umarım daha nice tatillere hep beraber gidebiliriz.

Daha önce gitmeyenlere, ilk kez gidip gören biri olarak Fethiye yi tavsiye ediyorum kesinlikle. Özellikle ölü deniz, saklı kent (kanyon) mutlaka görülmesi gereken yerler. Gitmişken Jeep Safari ye de çıkın mutlaka, çok eğlenceli ve çok uygun bir fiyata 10-11 saat boyunca bütün güzel yerleri gezdiriyolar, yemek veriyolar, eğlenmeniz için ellerinden geleni yapıyorlar, benim şirketimin adı CADIANDA TOURS idi. Ekipleri süper, benden tavsiye...

Herkese iyi tatiller, bana da iyi serin tatiller artık...

Yazıyı Paylaş!

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Böyle Bir Yerde, Yarın Neler Olacağını Düşünmeden Saatlerce Oturmak İstiyorum


Bazen gerçekten bunaldığım ama tam nedenini çıkaramadığım günlerim olur, işte şu anda onlardan birini yaşıyorum. Halk arasında bilinen ismiyle depresyona 5 kala durumları. Böle nası içim sıkılıyo anlatamam. Yaşayan bilir. Yakın gelecekte ve onu takiben uzak gelecekte neler olacağı belli değil şu anda. Ve o zamanları düşünnmeye başladığımda bu hallere giriyorum genelde. Dertlerimi kıyasladığımda belki çoğu kişinin sahip olduğundan daha azına sahibim. Ama herkesin derdi kendini yorar.

İşte böyle anlarımda bu resimdeki yer gibi biyerde oturup, yavaş tempolu, akustik şarkılar eşliğinde zaman geçirmek, kafamı boşaltmak ve diğer herşeyi unutmak istiyorum...
Yazıyı Paylaş!

10 Temmuz 2009 Cuma

Hidayet Turkoglu Resmen Raptors' ta




Bugün itibariyle imzalar atıldı ve Hidayet ilk kez Raptors formasıyla resimlerini çektirdi. Bize de ona başarılar dilemek ve artık All-Star olup göğsümüzü kabartmasını beklemekten başka bişey kalmıyor. Amerikalıların dediği gibi; go and get' em "Turkish Michael Jordan" (!!!)


Yazıyı Paylaş!

Hazırlanın Emre Çolak geliyor...


Daha önce ismini pek duymamıştım desem yalan olmaz. Hani kulağıma birkaç kez gelimiştir ama dikkat etmemişimdir. Rijkaard' ın gelmesiyle Galatasaray daki gençlere yatırım operasyonu geçtiğimiz yıllardan biraz daha kapsamlı işliyo bu sene. Şimdiye kadar oynadığımız 2 hazırlık maçında da tüm gençleri oynatıp, hepsinin nasıl oyuncular olduklarını kavramaya çalışan Rijkaard' ın, şüphesiz en beğendiği oyuncu Emre Çolak oldu.

1991 Ordu doğumlu bu genç oyuncu, 6 yıldır Galatasaray alt yapısında ter döküyor. 60 a yakın milli maçta da görev alma başarısını göstermis. Bu sene hazırlık kampında en istekli ve gelişme gösteren oyunculardan biri olduğu ve tekniği ile de teknik kadronun gözüne girdiği belirtiliyor. Mevki olarak 10 numara bölgesinde oynayan Emre sol ayağını çok iyi kullanan, gerçekten çok iyi pas yapabilen ve çalım konusunda da oldukça başarılı bir oyuncu. Şimdi yok artık abarttı yine diyenler olacaktır kesin. Diyin banane! Çok umrumdasınız ya. Zaten gerçek Galatasaraylı arkadaşlarım Emre yi biliyolar, inanmak istemeyen inanmasın. Nasıl olsa 1-2 yıl içinde Galatasaray da, sonra da milli takımda harikalar yaratırken izleyince inanmak zorunda kalacaksınız.

İsteyen arkadaşlar Galatasaray-Casablanca maç görüntülerinden de Emre nin attığı 35 metrelik golü izleyebilirler. E kolay değil tabi, Galatasaray her sene 1-2 oyuncusunu alt yapıdan A takıma çıkarıyor, 5-6 oyuncu da süper lige veya Bank Asya 1. ligine kiralık gönderiyor. Diğer takımlar ise hala genç oyuncularını rahatça gereksiz takaslarla harcayıp, adam akıllı bi yetenek çıkaramayıp, anadoludan genç oyunculara servet ödemeye mahkum oluyolar. Oların işi de zor, herkese kolay gelsin...
Yazıyı Paylaş!

Film Inceleme - [REC] İzlediğim En iyi Korku Filmi !



Türkiye de ne yazikki pek gise yapamadi ama elestirmenlerden ve gidip izleyenlerden tam not almayi basardi. Avrupa da önemli birçok film festivalinde ödül kazandı. Aslinda butcesine baktığımızda, şaşalı Amerikan filmlerinin yarisi kadar bile olmayan bu korku filmi, bir donem Blair Cadısı filmiyle cok tutulan "hand cam" cekimi teknigi ile cekilmis. Filmde sadece hand cam goruntuleri var. Yani her filmde izledigimiz o cilgin ve ustaca acilar, degisik kamera hareketleri, super goruntuler yok. Hepsi bi haber kameramaninin el kamerasıyla cektigi goruntulerden bize canli olarak aktariliyor. Simdi biraz da hikayeden bahsedelim:

Bir kameraman ve bir muhabir, 'şehirleri yangından koruyan itfaiye kuruluşu ve itfaiyeciler'i konu edinen bir program çekmek üzere, şehrin en büyük itfaiye merkezine gelirler. Muhabir olan Angela, itfaiyecilere çeşitli sorular sorarak hem merak ettiklerini öğrenmeye, hem de programı biraz eğlenceli hale getimeye çalışır. Röportaj esnasında "Bunun kötü olduğunu biliyorum ama, keşke bir ihbar gelse.." diyen Angela'nın ihbar üzerine itfaiye ekibi, Angela ve kameraman Pablo, olay yerine giderler. Üst katta yaşayan yaşlı kadının dairesinden, acil durum belirtileri gösteren sesler duyulunca alt dairelerde oturan komşular itfaiyeyi arayıp, yardım istemişlerdir. Angela ve Pablo tarafından 'ilgi çekici bir haber' olan bu durum, Angela'nın apartman sakinlerine sorduğu sorularla Pablo tarafından saniye saniye kayda alınmaktadır. Üst kata, çığlıkların geldiği yöne doğru giden polis memuru, iki muhabirin de gözü önünde yaşlı kadın tarafından ısırılır. Kanlı apartman dairesi ve akli dengesi yerinde olmayan, saldırgan tavırlar sergileyen yaşlı kadının bir polis memurunu ısırarak öldürmesiyle durum ciddileşir ve tüm bina karantinaya alınır. Açıklama yapılmadan dışarıdan kilitlenen apartmana, ne içeriden, ne de dışarıdan hiç bir takviye yapılmayacaktır. Duruma müdahale etmeye ve olanlara anlam vermeye çalışan apartman sakinlerinden biri, tıpkı yaşlı kadın gibi garip hareketler sergilemeye ve etrafındakilere saldırmaya başlar. Tüm korku ve şaşkınlığa rağmen, olayın herkes tarafından bilinmesini isteyen Pablo ve Angela, küçük bir el kamerasıyla çekim yapmaya devam eder ve olayın 'ilgi çekici bir haber' olmaktan çıkıp, 'vahşet'e dönüşmesini belgelemiş olurlar.




Film gerçekten ama gerçekten korkunç olduğu için küçük çocuklarla birlikte izlemenizi tavsiye etmem. Etkisi altında kalmaları garanti çünkü.

Ha bide "Quarantine - Karantina" diye bu güzelim filmin Amerikalılar ın çektiği versiyonu mevcut. Tek kelimeyle iğrenç bir taklit diyebilirim. Sakın o filmi izleyip bu projenin orjinalliğini öldürmeyin. Anlayamadığım bir şekilde, dünya çapında daha çok beğenilen orjinal [REC] filminin dvd si yerine kötü kopyası olan Karantina filmi Türkiye de satışa çıktı! Gerçekten saçmalık! İnanılmaz bi fiyasko! Bu kadar Amerika' nın yalakası olmayın artık!!! Avrupa yapımlarına da şans verin! Çıldırmamak işten bile değil ha!




Bu filmi sevenlere de bi müjde, [REC]2 filmi çekilmiş ama geliş tarihi belli değil. Gerçi ülkemizdeki gerizekalılar amerikan filmi olmadığı için bu sefer getirmezlerse hiç şaşmam! Ama gelirse de çok sevinirim. İyi seyirler...
Yazıyı Paylaş!
Related Posts with Thumbnails